Yeni bir yere alışmak her zaman zaman almaktadır.
- It always takes time to get used to a new place.
Tom'un işini yapacak birini almak zorunda kalacağım.
- I will have to take on someone to do Tom's work.
Tom ona teklif ettiğimiz rüşveti kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept the bribe we're offering him.
Tom yenilgiyi kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept defeat.
Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım.
- I had to take Tom to the hospital.
Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
- The man went out of his way to take me to the station.
Onu onaylamak zorundasın.
- You have to accept it.
what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.
Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin.
- Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.
Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek.
- I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.
Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
- Tomorrow, I'll take the books to the library.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
- They accepted him as the city's best doctor.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Jackson onların tavsiyesini benimsedi.
- Jackson accepted their advice.
Onun davetini kabul ettim.
- I accepted her invitation.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Tom kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak.
- Tom will do whatever it takes to win.
Kazanmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
- I'll do whatever it takes to win.
Tom rüşvet almakla suçlandı.
- Tom was accused of accepting bribes.
Tom ona çevirilerinde yardım etmek isteyen yerlilerden nasihat almak için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept advice from native speakers who try to help him with his translations.
Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
- She was just about to take a bath when the bell rang.
Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
- Let's get out for a while to take a walk.
Ben senin ateşini ölçmek istiyorum.
- I want to take your temperature.
Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir.
- A chemical reaction takes place in one or more steps.
We take all major credit cards.
Your apology's accepted.
- Your apology is accepted.
She was accepted at Harvard.
- She was accepted to Harvard.
... to accept as objects of our sympathy was far more limited than it was today. Here’s ...
... But most people would accept that it has a great deal to do with their being prepared ...