They tease me mercilessly.
- Benimle acımasızca alay ediyorlar.
He crushed the insect mercilessly.
- O böceği acımasızca ezdi.
The teacher lost his job because he cruelly berated students who made mistakes.
- Öğretmen işini kaybetti çünkü hata yapan öğrencileri acımasızca azarladı.
Pedophiles are cruelly treated in prison.
- Hapishanede pedofillere acımasızca davranılır.
Sami viciously raped Layla.
- Sami, Leyla'ya acımasızca tecavüz etti.