Last night, we saw a touching film at the movies.
- Dün gece sinemada acıklı bir film izledik.
It was so touching, I almost cried.
- Çok acıklıydı, neredeyse ağlıyordum.
How sad and pathetic!
- Ne kadar hüzünlü ve acıklı!
The movie was so sad that everybody cried.
- Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı.
That is a distressing story.
- Bu acıklı bir hikaye.
Just leave me alone. You're pathetic.
- Sadece beni yalnız bırak. Sen acıklısın.
Tom is pathetic, isn't he?
- Tom acıklı, değil mi?
The pitiful sight moved us to tears.
- Acıklı görüntü bizi gözyaşlarına boğdu.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
That is a distressing story.
- Bu acıklı bir hikaye.