abundance, fruitfulness

listen to the pronunciation of abundance, fruitfulness
الإنجليزية - التركية

تعريف abundance, fruitfulness في الإنجليزية التركية القاموس.

plenty
gayet
plenteousness
bereket
plenteousness
bolluk
plenty
çokluk
plenty
bol miktar

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı. - He had plenty of money for his trip.

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var. - You have plenty of time to catch the train.

plenty
dili bol bol
plenty
{s} bir yığın
plenty
yetecek kadar
plenty
{s} pek çok

O, muhtemelen pek çok. - That's probably plenty.

Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim. - As a new father, I gave my first child plenty of books.

plenty
(sıfat) çok, bir yığın, pek çok, bol
plenty
{i} bereket
plenty
{s} bol

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

plenty
dili pek çok
plenty
tamamen
plenty
bereketli
plenty
(zarf) bol bol, çok, gayet, tamamen
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} plenty
{n} plenteousness
abundance, fruitfulness
المفضلات