abounding in bubbles; bubbling

listen to the pronunciation of abounding in bubbles; bubbling
الإنجليزية - التركية

تعريف abounding in bubbles; bubbling في الإنجليزية التركية القاموس.

bubbly
şen şakrak

Tom'un şen şakrak bir kişiliği var. - Tom has a bubbly personality.

O yirmi yaşında şen şakrak bir esmerdi. - She was a bubbly twenty-year-old brunette.

bubbly
coşkulu
bubbly
fıkır fıkır
bubbly
neşeli
bubbly
kabarcıklı

Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı. - But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.

bubbly
kabarcık dolu
bubbly
(sıfat) kabarcıklı
bubbly
fıkır fıkır/kabarcıklı
الإنجليزية - الإنجليزية
bubbly
abounding in bubbles; bubbling
المفضلات