Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
- He has great influence in his country.
Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.
- I think that our living together has influenced your habits.
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
- That was probably what influenced their decision.
Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
- Why should they try to influence him?