It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.
- Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.
Tom quite often exaggerates.
- Tom oldukça sık abartır.
This description of events is completely exaggerated, even if it's essentially true.
- Olayların bu açıklaması tamamen abartılmış, üstelik doğru olsa bile.
He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob.
- O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.
I thought Tom was exaggerating.
- Tom'un abarttığını sanıyordum.
You have a habit of exaggerating everything.
- Her şeyi abartma alışkanlığın var.
The company overstated its profits.
- Şirket kârını abarttı.
I don't want to overstate things.
- Her şeyi abartmak istemiyorum.