a youthful expert; chiefly used attributively; as, kid jones

الإنجليزية - التركية

تعريف a youthful expert; chiefly used attributively; as, kid jones في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

kid

{f} dalga geçmek

kid

{f} şaka yapmak

kid

delikanlı

kid

arkadaşlar

Tom ve Mary çocukluklarından beri arkadaşlar. - Tom and Mary have been friends since they were kids.

Tom ve ben çocukluğumuzdan beri iyi arkadaşlarız. - Tom and I have been good friends since we were kids.

kid

(Aİ) (kardeş) genç olan

kid

oğlak

kid

genç

Daha genç çocuklarla uğraşmayın. - Don't pick on younger kids.

Ben genç bir çocukken annem bana hikayeler okurdu. - My mother used to read me stories when I was a young kid.

kid

ayak yapmak

kid

çocuk,v.şaka yap: n.çocuk

kid

dili takılmak

kid

{i} oğlak, keçi yavrusu

kid

{i} oğlak derisi

kid

{f} takılmak

kid

{i} küçük

Küçükken, bulutları pamuk şekere benzetirdim. - When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.

Üç küçük çocuğum var. - I have three young kids.

kid

şakadan aldatmak

kid

(fiil) şaka yapmak, dalga geçmek, işletmek, takılmak, kandırmak, yavrulamak (keçi)

kid

{i} k.dili. çocuk

kid

dili çocuk

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف a youthful expert; chiefly used attributively; as, kid jones في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

kid

الواصلة

a youth·ful expert; chief·ly used attributively; as, kid Jones