a woman who takes care of other people's young

listen to the pronunciation of a woman who takes care of other people's young
الإنجليزية - التركية

تعريف a woman who takes care of other people's young في الإنجليزية التركية القاموس.

nurse
{f} bakıcılık yapmak
nurse
hemşire

Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi. - Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.

Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir. - Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives.

nurse
{i} sütnine, sütanne, sütana
nurse
hastabakıcılık yapmak
nurse
dadı

Bir kız olarak, Elisa oyuncak bebekleriyle dadı oynamayı severdi. - As a girl, Elisa loved to play nurse with her dolls.

nurse
ilgilenmek
nurse
emzirmek
nurse
bakmak
nurse
{f} bakılmak
nurse
{i} destekçi
nurse
(fiil) bakmak, emzirmek, beslemek, ilgilenmek, tedavi etmek, iyileştirmek, kollarına almak, kafaya takmak, dert etmek, özen göstermek, hemşirelik yapmak, bakıcılık yapmak, meme emmek, bakılmak
nurse
{i} işçi arı
nurse
{f} tedavi etmek
nurse
besle/em/emzir/bak
nurse
{f} kollarına almak
nurse
sütnine/dadı/hemşire
nurse
{f} özen göstermek
nurse
{i} hemşire, hastabakıcı
nurse
{f} iyileştirmek
الإنجليزية - الإنجليزية
nurse
a woman who takes care of other people's young

    الواصلة

    a wo·man who takes care of oth·er people's young

    التركية النطق

    ı wûmın hu teyks ker ıv ʌdhır pipılz yʌng

    النطق

    /ə ˈwo͝omən ˈho͞o ˈtāks ˈker əv ˈəᴛʜər ˈpēpəlz ˈyəɴɢ/ /ə ˈwʊmən ˈhuː ˈteɪks ˈkɛr əv ˈʌðɜr ˈpiːpəlz ˈjʌŋ/
المفضلات