Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
- I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Could you tell me where I can find the baggage for flight JL 123?
Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
O bencil bir kadındır.
- She is a selfish woman.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
- He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
Politikacı eşi olmayan bir kadını öperken kameraya yakalandı.
- The politician was caught on camera kissing a woman who is not his wife.
Müzik alanında hiç kimse bu genç kadın eşit değildir.
- Nobody is equal to this young woman in the field of music.
Güzel bir Estonyalı bayanla evleneceğim.
- I will marry a beautiful Estonian woman.
Łazarz'nın çocukları, anneleri Felicja'nın dünyadaki en güzel bayan olduğunu düşünüyorlar.
- Children of Łazarz think their mother Felicja is the most beautiful woman in the world.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Ev kadınların dünyasıdır, dünya erkeklerin evidir.
- The home is the woman's world, the world is the man's home.
Benim yalnızca bu valizim var.
- I only have this baggage.
Yanında çok valiz aldı.
- She took a lot of baggage with her.
DA: You faggot, you; don't let on you don't know.
... question in after a woman. ...
... taking advantage of a moment of weakness of the young woman empire ...