Onun önsezisine rağmen Mary kilere girdi.
- Despite her foreboding, Mary entered the cellar.
Daha fazla şarap istiyorsan kilere git ve biraz al.
- If you want any more wine, go to the cellar and get some.
Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.
- A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.
Benim mahzende iki tane üç fazlı güç jeneratörlerim var.
- I have two three-phase power generators in my cellar.
Tom eski bilgisayarımızı bodruma koydu.
- Tom put our old computer in the cellar.
Anne babası Tom'u bodruma kilitledi.
- Tom's parents locked him in the cellar.
Tom'un bodrumunda bir şarap mahzeni var.
- Tom has a wine cellar in his basement.
Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın.
- Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.