Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım.
- I forced him into complying with my wish.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
O, sana en iyi dileklerini gönderdi.
- She sent you her best wishes.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.
- My wishes for your father's rapid recovery.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.