Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Düğün bir 17.yüzyıl kilisesinde düzenlenecek.
- The wedding will be held in a 17th century church.
Tom ve Mary'nin nikahına gitmek istemedim.
- I didn't want to go to Tom and Mary's wedding.
Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.
- The church is decorated with flowers for the wedding.
Onların evliliklerinden haberin olmamasına şaşırdım.
- I'm surprised that you don't know about their marriage.
Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.
- Marriage is a type of human rights violation.
Onun evlenme teklifini kabul etti.
- She accepted his hand in marriage.
O size evlenme teklif etti mi?
- Did he propose marriage to you?
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
The wedding of our three companies took place last week.
Her announcement was quite a surprise, coming a month after she published the words I hate weddings with a passion and a fury I can only partially explain rationally..
... wedding of the decade? ...
... So I'm going to have the wedding white nails. ...