Bu tamamen gönüllüydü.
- This was totally voluntary.
Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
- That organization depends on voluntary contributions.
Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
- Few elephants would volunteer to move to Europe.
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
- She resolved to work as a volunteer.
Bağışlar isteğe bağlıdır.
- Donations are voluntary.
Belkide gönüllü olmaya istekli olurdun.
- Perhaps you'd be willing to volunteer.
... In that respect, net literacy is a student-volunteer, ...
... volunteer ...