Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum.
- I am looking at the matter from a different viewpoint.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Onlar benim bakış açımı benimsediler.
- They adopted my viewpoint.
Onun bakış açısı sınırlıdır.
- Her viewpoint is limited.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.