Amerikan romanları okumayı severim.
- I like reading American novels.
O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
- He enjoyed reading detective stories.
Bu kitap okumaya değer.
- This book is worth reading.
Bu kitap okumaya değer.
- This is a book worth reading.
Onlar kendi gazetelerini okuyor.
- They are reading their newspapers.
O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
- Is she reading a book? Yes, she is.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
- I plan to try reading some other books.
Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
- They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.
a speedometer reading.