Bu gölde çeşitli balıklar var.
- This lake abounds in various kinds of fish.
O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Burada balık tutmak yasaktır.
- Fishing is prohibited here.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
- It is a fine day and I feel like going fishing.
Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
- Fishing is the only thing Tom wants to do.
Tom, oldukça sık balık avlamaya gider.
- Tom goes fishing quite often.
Geçen hafta yakaladığım yılan balığı hâlâ canlı.
- The eel I caught last week is still alive.
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
- The politician is as slippery as an eel!