a turn; specifically, the spell of a sailor at the helm, usually two hours

listen to the pronunciation of a turn; specifically, the spell of a sailor at the helm, usually two hours
الإنجليزية - التركية

تعريف a turn; specifically, the spell of a sailor at the helm, usually two hours في الإنجليزية التركية القاموس.

trick
{i} numara

Böyle bir numarayla beni kandıramazsın. - You can't fool me with a trick like that.

Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor. - The boy knows many magic tricks.

trick
{i} güzel kadın
trick
(fiil) kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak
trick
katakulli
trick
fırıldak
trick
kazık
trick
birine oyun oynamak
trick
şeytanlık
trick
al
trick
oyun

Sık sık bana oyunlar oynardı. - She would often play tricks on me.

Bana oyun oynamaya çalışmanızın faydası yok. - It is no use trying to play a trick on me.

trick
hüner

Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor. - It's hard to teach an old dog new tricks.

trick
ustalık
trick
muzip

Kardeşine muziplik yapmayı bırak. - Stop playing tricks on your brother.

trick
el çabukluğu
trick
üçkâğıda getirmek
trick
incelik
trick
{i} 1. hile, oyun, dolap, numara: She uses tears as a trick to gain sympathy. Kendini acındırmak için ağlama numarası yapıyor. play a trick on
trick
{i} çalım
trick
{i} üçkâğıtçılık
الإنجليزية - الإنجليزية
trick
a turn; specifically, the spell of a sailor at the helm, usually two hours

    الواصلة

    a turn; specifically, the spell of a sail·or at the helm, u·su·al·ly two Hours

    النطق

المفضلات