a tribunal established for the administration of justice

listen to the pronunciation of a tribunal established for the administration of justice
الإنجليزية - التركية

تعريف a tribunal established for the administration of justice في الإنجليزية التركية القاموس.

court
{i} oturum

Mahkeme oturumu üç saat sürdü. - The court session lasted for three hours.

court
{f} fayda sağ
court
(Kanun) yargıçlar

Yüksek mahkeme yargıçları kanunları yorumlarlar. - Judges on the Supreme Court interpret the laws.

court
saray

Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti. - King Henry VIII had a tennis court at Hampton Court, his palace on the River Thames, not very far from London.

Yeni saray soytarısıyla tanıştın mı? - Have you met the new court jester?

court
mahkeme üyeleri
court
saray halkı
court
riskine girmek
court
avlu

Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır. - On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.

Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor. - Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.

court
dalkavukluk etmek
court
mahkeme

Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi. - His repeated delinquencies brought him to court.

Konu mahkemeye taşındı. - The matter was brought into court.

court
yargıtay

Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi. - The Supreme Court ruled that the law was illegal.

Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır. - The embassy is located next to the Supreme Court.

court
{f} aranmak
court
(fiil) kur yapmak, yaltaklanmak; istemek; aranmak, davet etmek
court
{i} hükümdarlık
court
{i} toplantı
court
{i} avlu, iç bahçe
court
{i} kur

Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi. - The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.

Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı. - He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.

court
court fool saray soytarısı
الإنجليزية - الإنجليزية
court
a tribunal established for the administration of justice

    الواصلة

    a tri·bu·nal established for the ad·min·is·tra·tion of Jus·tice

    التركية النطق

    ı trıbyunıl istäblîşt fôr dhi ädmînîstreyşın ıv cʌstıs

    النطق

    /ə trəˈbyo͞onəl ēˈstabləsʜt ˈfôr ᴛʜē adˌmənəˈstrāsʜən əv ˈʤəstəs/ /ə trəˈbjuːnəl iːˈstæblɪʃt ˈfɔːr ðiː ædˌmɪnɪˈstreɪʃən əv ˈʤʌstəs/
المفضلات