Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
- Attempts to negotiate a peace treaty failed.
Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır.
- He is too much of a coward to attempt it.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.
- He attempted to swim across the river.
Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
- Tom attempted to predict the results.
Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.