a trial, endeavor, effort, aim, attack

listen to the pronunciation of a trial, endeavor, effort, aim, attack
الإنجليزية - التركية

تعريف a trial, endeavor, effort, aim, attack في الإنجليزية التركية القاموس.

attempt
{f} girişimde bulunmak
attempt
kalkışmak
attempt
{i} girişim

Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu. - Attempts to negotiate a peace treaty failed.

Tom kayaya tırmanma girişiminde bulunuyor. - Tom is attempting to climb the rock.

attempt
teşebbüs

O, intihar teşebbüsünde bulundu. - He attempted suicide.

Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır. - He is too much of a coward to attempt it.

attempt
teşebbüste bulunmak
attempt
kıyam
attempt
girişmek

Dan soyguna girişmek istedi. - Dan wanted to attempt the robbery.

attempt
denemek
attempt
yeltenmek
attempt
{f} çalış

Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar. - They're attempting to contact her.

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı. - Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.

attempt
çalışmak
attempt
deneme

Adamın sigarayı bırakmak için yaptığı üçüncü deneme başarısızlıkla son buldu. - The man's third attempt to stop smoking ended in failure.

İlk denememde başarılı oldum. - I succeeded in my first attempt.

attempt
(fiil) kalkışmak, yeltenmek, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek, denemek
attempt
(Mukavele) teşebbüs, girişim; teşebbüs etmek, girişimde bulunmak
attempt
(Askeri) TEŞEBBÜS ETMEK; GİRİŞİM
attempt
(isim) kalkışma, yeltenme, girişim, teşebbüs
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} attempt
a trial, endeavor, effort, aim, attack
المفضلات