a train or company of attendants; a retinue

listen to the pronunciation of a train or company of attendants; a retinue
الإنجليزية - التركية

تعريف a train or company of attendants; a retinue في الإنجليزية التركية القاموس.

tail
{f} izlemek
tail
{s} arka

Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar. - The tail at the rear of the plane provides stability.

Sağ arka lamban patlamış. - Your right taillight is busted.

tail
{f} peşine takılmak
tail
yakından izlemek
tail
mahdut
tail
(fiil) kuyruk takmak, kuyrul yapmak, peşine takılmak, gütmek, sapını ayıklamak, azalmak, izlemek, kuyruğu ile tutmak
tail
{f} kuyruğu ile tutmak
tail
{f} kuyrul yapmak
tail
meşrut vakıf
tail
tail kuyruğuna takıl
tail
{f} gütmek
tail
bozuk paranın resimsiz tarafı
tail
meşrut
tail
{i}

Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar. - The tail at the rear of the plane provides stability.

Uluslararası Sun-Earth Explorer 3 uzay gemisi kuyruklu yıldız Giacobini-Zinner'in kuyruğu boyunca uçarken 11 Eylül 1985'te ilk doğrudan kuyruklu yıldız ölçümleri yaptı. - The International Sun-Earth Explorer 3 (ISEE-3) spacecraft made the first ever direct cometary measurements on September 11, 1985 as it flew through the tail of Comet Giacobini-Zinner.

tail
kuyruk,v.peşine takıl: n.kuyruk
tail
{f} azalmak
tail
{i} kıç
tail
yazı

Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin. - Heads I win, tails you lose.

tail
{i} şartlı tasarruf (miras)
tail
şarta bağlı tasarruf
الإنجليزية - الإنجليزية
tail
a train or company of attendants; a retinue
المفضلات