Bütün hayatım boyunca böyle kasvetli bir mezarlık görmedim.
- Never in all my life have I seen such a dreary graveyard.
Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
- Tom doesn't like working the graveyard shift.
Tom Mary'nin cenaze töreni bitmeden mezarlıktan ayrıldı.
- Tom left the cemetery before Mary's funeral was over.
Tom, Mary ile mezarlıkta buluştu.
- Tom met Mary at the cemetery.