Bu sana bahsettiğim şehir.
- This is the town I told you about.
Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
- Do you have any sightseeing tours of this town?
Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
- He lived in a small town nearby.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor.
- His parents live in the main county town.
Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.
- The town was defended by a large army.
Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
- He walked around to see the town.
Rotes Rathaus Berlin'in belediye binasıdır.
- The Rotes Rathaus is the town hall of Berlin.
Burası belediye binasıdır.
- This is the Town Hall.
Postane şehir merkezinde.
- The post office is in the town centre.
Tom'un sana şehir merkezini gezdirmesini isteyebilirim.
- I could ask Tom to show you around town.
... Because frankly, in my home town of Chicago, there's an awful lot of violence and they're ...
... of the retention town formal email ...