a swelling or prominence, resulting from a bump or blow; a protuberance

listen to the pronunciation of a swelling or prominence, resulting from a bump or blow; a protuberance
الإنجليزية - التركية

تعريف a swelling or prominence, resulting from a bump or blow; a protuberance في الإنجليزية التركية القاموس.

bump
vurma
bump
sadme
bump
çıkıntı
bump
gümbürtü
bump
çarpma sesi
bump
şişlik
bump
güm diye
bump
çarpma

Ben şeylere çarpmaya devam ediyorum. - I keep bumping into things.

Uzun boylu olmak harika olmalı. Öyle mi düşünüyorsun? Gerçekten o kadar harika değil. Kafanı tavana çarpmaya devam edersin. - It must be great to be tall. Do you think so? It's not really that great. You keep bumping your head on the ceiling.

bump
{f} çarp

Kamyon bir arabaya çarptı. - The truck bumped into a car.

Kamyon arabamıza çarptı. - The truck bumped into our car.

bump
(fiil) çarpmak, bindirmek, toslamak, çarpışmak
bump
{i} sarsıntı
bump
{i} uçağın düzensiz devinimi
bump
sertçe/aniden
bump
(isim) çarpışma, çarpma, darbe, yumru, tümsek, sarsıntı, uçağın düzensiz devinimi
bump
çarpma/şişlik
bump
{i} vuruş, çarpma
bump
bump off öldürmek
الإنجليزية - الإنجليزية
bump
a swelling or prominence, resulting from a bump or blow; a protuberance
المفضلات