a sweetmeat, preserved fruits

listen to the pronunciation of a sweetmeat, preserved fruits
الإنجليزية - التركية

تعريف a sweetmeat, preserved fruits في الإنجليزية التركية القاموس.

conserve
{f} muhafaza etmek
conserve
korumak

Tom gücünü korumak zorundadır. - Tom must conserve his strength.

Suyu korumak zorundayız. - We've got to conserve water.

conserve
{f} konservesini yapmak
conserve
koruma altında tutmak
conserve
(Denizbilim) karşıt
conserve
koru

Bir sonraki oyun için enerjisini korudu. - He conserved his energy for the next game.

Doğal kaynaklarımızı korumaya çalışmalıyız. - We must try to conserve our natural resources.

conserve
{i} reçel
conserve
şeker ile muhafaza etmek
conserve
reçel yap/koru
conserve
(isim) reçel
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} conserve
a sweetmeat, preserved fruits
المفضلات