الإنجليزية - التركية
تعريف a sudden, usually noisy expulsion of air from the lungs, often involuntary في الإنجليزية التركية القاموس.
- cough
- {f} öksürmek
- cough
- {i} öksürük
Biraz öksürük ilacı ve aspirin almalısın.
-You should buy some cough medicine and aspirin.
Öksürük ilacın var mı?
-Do you have any cough medicine?
- cough
- öksürme
Tom şiddetle öksürmeye başladı ve onun sağlığı hakkında endişeliyim.
-Tom has started coughing heavily and I'm worried about his health.
Öksürmen beni endişelendiriyor.
-Your cough worries me.
- cough
- yötelmek
- cough
- yötel
- cough
- {f} öksür
Annesi Tom'un öksürüğü hakkında endişe ediyor.
-Tom's mother worries about his cough.
Benim öksürüğüm ve biraz ateşim var.
-I have a cough and a little fever.
- cough
- yötelme
- cough
- zorla vermek
- cough
- cough up öksürüp çıkarmak
- cough
- cough öt/öksür
- cough
- {f} öksürür gibi ses çıkarmak
- cough
- cough drop öksürük pastili
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a sudden, usually noisy expulsion of air from the lungs, often involuntary في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- cough
Behind me, I heard a distinct, dry cough.
a sudden, usually noisy expulsion of air from the lungs, often involuntary
الواصلة
a sudden, u·su·al·ly noi·sy ex·pul·sion of A·ir from the lungs, of·ten in·vol·un·ta·ryالنطق
Resimler
السابق
المفضلات