a subjective thought that a person has formed about a topic or issue

listen to the pronunciation of a subjective thought that a person has formed about a topic or issue
الإنجليزية - التركية

تعريف a subjective thought that a person has formed about a topic or issue في الإنجليزية التركية القاموس.

opinion
teşhis
opinion
(Politika, Siyaset) içtihad
opinion
kam

1937'de bir kamu oyu araştırması yapıldı. - A public opinion study was made in 1937.

Kamuoyu yoklamaları hükümete olan güveni ölçen göstergelerdir. - Public opinion polls are barometers of confidence in the government.

opinion
mutalaa
opinion
fikir

İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı. - There was a violent clash of opinions between the two leaders.

O ne saçma bir fikir! - What a ridiculous opinion that is!

opinion
kanı

Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var. - I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.

Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım. - Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.

opinion
düşünce

Onunla ilgili iyi bir düşüncem vardı. - I had a good opinion of her.

Onun düşüncesi genellikle doğrudur. - His opinion is generally correct.

opinion
yargı

Bir erkeği düşmanlarının düşünceleriyle yargılama. - Don't judge a man by the opinions of his enemies.

O, tarafsız ve ön yargısız olmanın şovunu yapar fakat sanırım o sadece kendi fikri olmayan bir adam. - He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.

opinion
{i} görüş

Kendi görüşüme göre, Twitter kuşu dünyamızdaki en kötü kuştur. - In my opinion, Twitter bird is the most evil bird in our world.

Onun görüşü önyargısızdır. - His opinion is free from prejudice.

opinion
görüş/düşünce
opinion
{i} kanaat

Ben onun teklifi kabul etmeyeceği kanaatindeyim. - I am of the opinion that he will not accept the proposal.

Onun haklı olduğu kanaatindeyim. - I am of the opinion that she is right.

opinion
kanaatimce
opinion
{i} takdir
opinion
{i} inanç

Fikri farklı olan biriyle evlendiğin için inançlarından vazgeçmemelisin. - You shouldn't give up your beliefs just because you married someone whose opinion is different.

opinion
{i} önemseme
الإنجليزية - الإنجليزية
opinion
a subjective thought that a person has formed about a topic or issue

    الواصلة

    a sub·jec·tive thought that a per·son has formed a·bout a top·ic or is·sue

    التركية النطق

    ı sıbcektîv thôt dhıt ı pırsın hız fôrmd ıbaut ı täpîk ır îşu

    النطق

    /ə səbˈʤektəv ˈᴛʜôt ᴛʜət ə ˈpərsən həz ˈfôrmd əˈbout ə ˈtäpək ər ˈəsʜo͞o/ /ə səbˈʤɛktɪv ˈθɔːt ðət ə ˈpɜrsən həz ˈfɔːrmd əˈbaʊt ə ˈtɑːpɪk ɜr ˈɪʃuː/
المفضلات