Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
- What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
Asıl branş alanın nedir?
- What's your major field?
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
- Tom majored in literature at the university.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Binbaşı Anderson savaşı durdurmaya hazırdı.
- Major Anderson was ready to stop fighting.
Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.
- Smoking is the major cause of lung cancer.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.