a structure to protect or store something or someone

listen to the pronunciation of a structure to protect or store something or someone
الإنجليزية - التركية

تعريف a structure to protect or store something or someone في الإنجليزية التركية القاموس.

house
{i} konut

Onlar bir sosyal konutta yaşıyorlar. - They live in a council house.

Son ev Tom'un konutuydu. - The last house was Tom's residence.

house
{i} ev
house
{f} -de bulunmak
house
{i} meclis

Meclis dış yardım bütçesini kesti. - The House cut the budget for foreign aid.

Meclis otuz üç kez oylama yaptı. - The House voted thirty-three times.

house
(Ticaret) banka binası
house
(Ticaret) ticaretevi
house
{i} hane

Toplam hane halkı geliriniz nedir? - What's your total household income?

Binlerce haneye elektrik sağlayacak kadar güneş paneli kuruldu. - Enough solar panels have been installed to provide electricity to thousands of households.

house
dar

Evimin önündeki sokak oldukça dar. - The street in front of my house is pretty narrow.

Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar. - The street behind my house is too narrow for delivery trucks.

house
kamara

İngiliz Parlamentosu, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarasına bölünmüştür. - The British Parliament is divided into the House of Commons and the House of Lords.

house
ev halkı

Ev halkı, aynı yaşam alanını ve parayı paylaşan bir gruptur. - A household is a group that shares the same living space and finances.

Tom ev halkının bir parçasıydı. - Tom was part of our household.

house
{i} tiyatro
house
{f} barındırmak
house
siper altına almak
house
yerleştirmek
house
(Tıp) derin
house
{i} gen. b.h. hanedan
house
{f} ev sağlamak
house
{i} gösteri

Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor. - Tom wants to build an ostentatious and smart house.

Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor. - Tom showed Mary some pictures of his house.

house
barınmak
الإنجليزية - الإنجليزية
house

The former carriage house had been made over into a guest house.

a structure to protect or store something or someone

    الواصلة

    a struc·ture to pro·tect or store some·thing or some·one

    التركية النطق

    ı strʌkçır tı prıtekt ır stôr sʌmthîng ır sʌmwʌn

    النطق

    /ə ˈstrəkʧər tə prəˈtekt ər ˈstôr ˈsəmᴛʜəɴɢ ər ˈsəmˌwən/ /ə ˈstrʌkʧɜr tə prəˈtɛkt ɜr ˈstɔːr ˈsʌmθɪŋ ɜr ˈsʌmˌwʌn/
المفضلات