Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu.
- A young woman was singing and playing the guitar in front of the fountain.
İstasyonun önünde bir çeşme var.
- There's a fountain in front of the station.
Şimdi çocuk zaten pınara düştü.
- Now the child has already fallen in the fountain.
Yanınızda bir dolmakaleminiz var mı?
- Do you have a fountain pen with you?
Güzel bir altın dolmakalemim var.
- I have a nice golden fountain pen.