تعريف a stripe في الإنجليزية التركية القاموس.
- list
- liste
Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin.
- Let's find sentences with new vocabulary on this topic, add them to the following list: _____; and translate them.
Diller listesinde neden Malta dili yok?
- Why doesn't the list of languages include Maltese?
- stripe
- {i} çizgili kumaş
- stripe
- {i} şerit
Yaşam bir zebra gibidir; beyaz şerit, siyah şerit ve en sonunda popo.
- Life is like a zebra; white stripe, black stripe, and the ass at the end.
- list
- {i} geminin yan yatması
- stripe
- bere/sırma/ç
- list
- listeye geçirmek
- list
- (Bilgisayar) döküm
- stripe
- kumaş yolu
- stripe
- tahril
- stripe
- çizgili
Ben mavi çizgili eteği denemek istiyorum.
- I would like to try the blue striped skirt.
Tom, kırmızı ve beyaz çizgili kravat taktı.
- Tom wore a red and white striped tie.
- stripe
- (Askeri) sırma
- stripe
- (Tekstil) kumaş
- stripe
- yiv
- stripe
- darbe
- stripe
- bere
- stripe
- dizgi
- stripe
- (Denizbilim) bant
- list
- listesini yapmak
Alınacak şeylerin bir listesini yapmak zorundaydım.
- I had to make a list of things to buy.
Yapmam gereken şeylerin bir listesini yapmak zorundaydım.
- I had to make a list of things I needed to do.
- list
- {f} listele
Evimiz tarihi bir yapıdır ve koruma altındaki bir eser olarak listelenmiştir.
- Our house is a historic building and is listed as a protected monument.
Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
- The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- stripe
- biçim
- stripe
- çubuk
- stripe
- çizgi
Ben mavi çizgili eteği denemek istiyorum.
- I would like to try the blue striped skirt.
Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.
- The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green.
- stripe
- tip
- list
- çift pullu sabanla sürmek
- list
- yan yat/listele
- list
- geminin yan yatmas
- list
- {f} yan yatmak
- list
- kenar çekmek
- list
- yarışma yeri
- list
- yan yatma/liste
- list
- {i} kumaş kenarı
- list
- liste,v.listele: n.liste
- list
- (isim) liste, kumaş kenarı, geminin yan yatması, cetvel
- list
- {i} liste, cetvel, dizin, fihrist
- stripe
- {i} cins
- stripe
- (Tekstil) çubuk, yol
- stripe
- çizgi,ince şerit
- stripe
- of the same stripe aynı cinsten
- stripe
- başka renkten tahları ensiz ve uzun parça
- stripe
- (Askeri) ŞERİT: Yazım V şeklinde haki veya başka renkte bir kumaştan yapılmış şerit. Bu şerit, askeri hizmet, muharebede alınan yara ve denizaşırı hizmet alameti olarak, ceketin koluna takılır. Bu kelime, genellikle, (chevron) anlamına kullanılır
- stripe
- {i} çeşit
- stripe
- tutuklu kıyafeti
- stripe
- {i} tür
- stripe
- stripedçizgili
- stripe
- {i} rütbe
- stripe
- {i} 1. (renkli) çizgi, yol: This cloth has red stripes in it. Bu kumaşta kırmızı çizgiler var. It resembles a zebra which has no stripes
- stripe
- yollu
- stripe
- {f} çizgilemek
- stripe
- Sanal Disk Birimi
- stripe
- {i} sopa darbesi
- stripe
- çizgilerle süslemek
- stripe
- {f} çizgi çizgi yapmak
- stripe
- (renkli) çizgi, yol: This cloth has red stripes in it. Bu kumaşta kırmızı çizgiler var. It resembles a zebra which has no stripes
- stripe
- {i} kamçı darbesi
- stripe
- yol yol etmek