a straggling, haphazard growth, especially of housing on the edge of a city

الإنجليزية - التركية

تعريف a straggling, haphazard growth, especially of housing on the edge of a city في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

sprawl

{f} yayılmak

sprawl

gelişigüzel yayılma

sprawl

büyüme

sprawl

(bitki) gelişigüzel yayılmak

sprawl

yayılarak otur

sprawl

yayılarak oturma ya da yatma

sprawl

gelişme

sprawl

yayılarak oturmak/yatmak

sprawl

{i} gelişigüzel yayılan topluluk

sprawl

sere serpe uzanmak

sprawl

{f} genişlemek

sprawl

{f} serilmek

sprawl

{f} yayılarak oturmak

sprawl

{i} serilme

sprawl

{i} yayılma

sprawl

yayıl

Leyla geniş bir alana yayılan bir çiftlikte yaşıyordu. - Layla lived on a sprawling ranch.

Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir. - Urban sprawl is environmentally damaging.

sprawl

{f} yayılıp yatmak, sere serpe uzanmak; yayılarak oturmak

sprawl

{f} sereserpe uzanmak

sprawl

yatarken kol ve bacakları yaymak

sprawl

(isim) yayılma, dağılma, serilme, gelişigüzel yayılan topluluk

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف a straggling, haphazard growth, especially of housing on the edge of a city في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

sprawl

الواصلة

a straggling, hap·ha·zard growth, es·pe·cial·ly of hous·ing on the edge of a Ci·ty