Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
- His story excited everyone's curiosity.
Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.
- He has always had a great curiosity about the world.
Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.