a stage of rank or privilege; social standing

listen to the pronunciation of a stage of rank or privilege; social standing
الإنجليزية - التركية

تعريف a stage of rank or privilege; social standing في الإنجليزية التركية القاموس.

degree
{i} derece

Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor. - The thermometer reads three degrees below zero.

O bir doktora derecesi aldı. - She received a doctor's degree.

degree
{i} rütbe

Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi. - His grandfather was a soldier of high degree.

degree
{i} aşama
degree
{i} diploma

Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır. - Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.

Mary diplomasını haziranda alacak. - Mary will get her degree in June.

degree
{i} ünvan
degree
{i} lisans

O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. - He has a master's degree in mathematics.

İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir. - Master's degrees in Britain are not very common.

degree
sıcaklıkölçer
degree
düzey
degree
kademe
degree
öğrenim derecesi
degree
derece derece
degree
by degrees yavaş yavaş
degree
(isim) derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]; aşama, evre; sıralı notalar
degree
{i} evre
degree
{i} fiz., (Geometri) derece
degree
üstünlük dere
degree
degree of latitudeparalel derecesi degree of longitude meridyen derecesi
degree
comparative degree mukayese derecesi
degree
{i} karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]
degree
{i} derece, basamak, aşama, rütbe, mertebe
الإنجليزية - الإنجليزية
degree

Master, we knowe that thou sayest, and teachest ryght, nether considerest thou eny mannes degre, but techest the waye of god truely.

a stage of rank or privilege; social standing
المفضلات