Tom kararlı bir kişi değil.
- Tom isn't a stable person.
O ülkenin hükümeti atık kararlı.
- The government of that country is now stable.
Bellek değişmez değildir.
- Memory is not stable.
Fiyatlar bu günlerde istikrarlıdır.
- Prices are stable these days.
Size istikrarlı bir taban maaş artı satış komisyonu ödenecektir.
- You will be paid a stable base salary plus commissions on sale.
Sami, çocukları için istikrarlı bir ortam sağlamak için çok sıkı çalıştı.
- Sami worked very hard to provide a stable environment for his children.
Ahırları temizlediler.
- They cleaned the stables.
Ahır çiftlik evinin tam arkasında.
- The stable is right behind the farm house.
Leyla ahırdaki atlarını vurdu.
- Layla shot her horses in the stable.
Leyla ahırdaki atlarını vurdu.
- Layla shot her horses in the stable.
Sami ahırlardaki atları vurdu.
- Sami shot the horses in the stables.
Tom şu anda stabil durumda.
- Tom is now in stable condition.
Bu denklemin tüm kökleri negatif olduğundan stabildir.
- It's stable because all the roots of this equation are negative.
... of certainty in the void that allows them to build their whole stable edifice of certainty ...
... general newspapers find some kind of sensible, stable ...