O, duvarı pembe boyadı.
- She painted the wall pink.
Tom pembe çoraplarını nerede aldığını hatırlayamıyor.
- Tom can't remember where he bought his pink socks.
Tom kolundan bıçaklandı.
- Tom got stabbed in the arm.
O beni sırtımdan bıçakladı!
- He stabbed me in the back!
Dan'in cesedi elli tane bıçak yarasıyla birlikte bir kuyu içinde bulundu.
- Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.
Saminin göğsünde bir bıçak yarası vardı.
- Sami had one stab wound to his chest.
Kız kardeşimin arabası pembe renklidir.
- My sister's car is pink.
Pembe renk sadece kızlar için değildir.
- Pink is not just for girls.
O beni sırtımdan bıçaklamaya çalıştı.
- She tried to stab me in the back.
Tom Mary'yi bıçaklamaya çalıştı.
- Tom tried to stab Mary.
Göğsümde saplama acısı vardı.
- I had a stabbing pain in my chest.
I'll give this thankless task a stab.