a spot, mark, or small permanent protuberance on the human body; esp

listen to the pronunciation of a spot, mark, or small permanent protuberance on the human body; esp
الإنجليزية - التركية

تعريف a spot, mark, or small permanent protuberance on the human body; esp في الإنجليزية التركية القاموس.

mole
köstebek

O bir köstebek kadar kördür. - He is blind as a mole.

Dan İngiliz hükümetine çok gizli bilgiler satan bir köstebekti. - Dan was a mole selling top secret information to the British government.

mole
yersıçanı
mole
körsıçan
mole
muhbir
mole
Talpa europaea
mole
ajan
mole
{i} mol

Atomlar molekülleri oluşturur. - Atoms form molecules.

Bir su molekülü üç atomdan oluşur: iki hidrojen ve bir oksijen. - A water molecule is composed by three atoms: two hydrogen and one oxygen.

mole
(isim) ben, ben [anat.], köstebek, dalgakıran, mendirek, mol, grammolekül
mole
{i} (Zooloji) köstebek, körsıçan
mole
ben/köstebek/dalgakıran
mole
{i} dalgakıran
mole
{i} ben, leke
mole
{i} k.dili. köstebek, casus
mole
herhangi bir maddenin gramla çarpılan molekül ağır1ığ
mole
{i} mendirek
mole
(Tıp) Et beni, ben, nevus
mole
insan vücudunda leke
الإنجليزية - الإنجليزية
mole
a spot, mark, or small permanent protuberance on the human body; esp
المفضلات