Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Dedikoduya çok düşkündür.
- She is very fond of gossip.
Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.
- Malicious gossip spreads like wildfire. I guess that's why they say bad news travels fast.
Sen böyle bir dedikoducusun.
- You're such a gossip.
Tom'un annesi böylesine bir dedikoducu.
- Tom's mother is such a gossip.
Her zaman dedikodu yapar.
- He's always gossiping.
Dedikodu yapan biri değilim.
- I'm not one to gossip.
İnsanlar dedikodu yapmaktan hoşlanır.
- People like gossiping.