Bizimle her şey iyidir.
- Everything is well with us.
Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- Tom is pretty sure everything will go well.
Tom'un hali vakti çok yerinde değil.
- Tom isn't very well off.
Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş.
- They say the landlord used to be well off.
Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
- Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
Pekala, bunu sen yapmadıysan, öyleyse kim yaptı?
- Well, if you didn't do it, then who did?
Ellerinizi iyice yıkayın
- Wash your hands well.
Tom ofiste olanların iyice farkında.
- Tom is well aware of what is going on at the office.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
- I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
Tom tamamen iyi bir şekilde anlayabiliyor.
- Tom can understand perfectly well.
O bu işe başladığından beri oldukça iyi durumda.
- He has been well off since he started this job.
Tom hâlâ iyi durumda.
- Tom is still doing well.
Peki, bunu söylemek aptalca bir şeydi.
- Well, that was a stupid thing to say.
Peki, belirsizliğin ekonomik faturası ne olacak?
- Well, what about the economic price to be paid due to uncertainty?