Uşak geldi ve ağacı küçük parçalara ayırdı.
- And the servant came and chopped the Tree into little pieces.
Çatal ve çubuklardan önce, insanlar genellikle düz bir parça ekmek ile yemek yerdi.
- Before forks and chopsticks, people usually ate food with a piece of flat bread.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom'un akşam yemeği için kuzu pirzola, patates ve mantar çorbası vardı.
- Tom had lamb chops, potatoes and mushroom soup for dinner.
O, domuz pirzolası yiyor.
- He's eating pork chops.