Buz üzerinde düşmek incitir.
- Falling on ice hurts.
Ham petrol fiyatı düşmektedir.
- Crude oil has been falling in price.
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
- I had to grab her to keep her from falling.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.
- He finally committed suicide by falling on his own sword.
Ben düşerek bir kaburgamı kırdım.
- I broke a rib falling.
Tom düşen kar tanelerine baktı.
- Tom looked at the snowflakes falling.
Tom pencereden dışarı düşen kara baktı.
- Tom looked out of the window at the snow falling.
Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
- The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.
Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.
- Tom looked at the snow falling inside the snow globe.