a shot in which the delivered stone bumps another stone forward

listen to the pronunciation of a shot in which the delivered stone bumps another stone forward
الإنجليزية - التركية

تعريف a shot in which the delivered stone bumps another stone forward في الإنجليزية التركية القاموس.

raise
büyütmek (çocuk)
raise
{f} artırmak
raise
{f} yetiştirmek

Tom ve Mary et için tavşan yetiştirmektedir. - Tom and Mary raise rabbits for meat.

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı. - My mother worked hard in order to raise us.

raise
{i} yükselme

O yükselmeyi hak ediyorum. - I deserve that raise.

raise
{i} çıkıntı
raise
{f} zam yapmak
raise
bir araya getirmek
raise
şardonlamak
raise
(Teknik,Tekstil) tüylendirmek
raise
refetmek
raise
büyütmek

Sen hapishanedeydin bu yüzden çocuklarımızı kendim büyütmek zorunda kaldım. - You were in prison, so I had to raise our children by myself.

Sami'nin karısı çocuğunu yalnız başına büyütmek için ayrıldı. - Sami's wife was left to raise her child alone.

raise
öndürmek
raise
{f} neden olmak
raise
(isim) çıkıntı, kabartı, yükselme, artış, zam, yokuş, rampa
raise
{f} kabartmak
raise
{f} son vermek
raise
toplamak besleyip üretmek
raise
ses yükseltmek
raise
(fiil) kabartmak, kaldırmak, artırmak, yükseltmek, dikmek, ayağa kaldırmak, yol açmak, neden olmak, toplamak, yetiştirmek, büyütmek, beslemek, zam yapmak, son vermek, ruh çağırmak, karayı görmek
الإنجليزية - الإنجليزية
raise
a shot in which the delivered stone bumps another stone forward

    الواصلة

    a shot in which the delivered stone bumps an·oth·er stone for·ward

    التركية النطق

    ı şät în hwîç dhi dîlîvırd stōn bʌmps ınʌdhır stōn fôrwırd

    النطق

    /ə ˈsʜät ən ˈhwəʧ ᴛʜē dəˈləvərd ˈstōn ˈbəmps əˈnəᴛʜər ˈstōn ˈfôrwərd/ /ə ˈʃɑːt ɪn ˈhwɪʧ ðiː dɪˈlɪvɜrd ˈstoʊn ˈbʌmps əˈnʌðɜr ˈstoʊn ˈfɔːrwɜrd/
المفضلات