Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
- The pioneers overcame a set of obstacles.
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
- Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
Ben huzursuz bacak sendromundan muzdaribim.
- I suffer from restless leg syndrome.
AIDS Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu anlamına gelir.
- AIDS means Acquired Immune Deficiency Syndrome.