a set of ordered tuples retrievable by a relational database; a table

listen to the pronunciation of a set of ordered tuples retrievable by a relational database; a table
الإنجليزية - التركية

تعريف a set of ordered tuples retrievable by a relational database; a table في الإنجليزية التركية القاموس.

relation
ilişki

O ülke, Amerika Birleşik Devletleri ile diplomatik ilişkileri kesti. - That country broke off diplomatic relations with the United States.

Onların ilişkisi hakkında bir şey bilmiyorum. - I don't know anything about their relationship.

relation
ara

O iki problem arasında herhangi bir yakınlık görmüyorum. - I don't see any relation between the two problems.

Aramızdaki ilişkiler bozuk gibi görünüyor. - Relations between us seem to be on the ebb.

relation
naklediş
relation
takıntı
relation
aidiyet
relation
akraba

O onlarla akrabalığını bozdu. - He broke relations with them.

Onunla akrabalığınız nedir? - What's your relation with him?

relation
bağıntı
relation
{i} bağ

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

relation
{i} söyleme
relation
{i} bağlantı
relation
{i} anlatma
relation
akrabalar
relation
{i} oran
relation
(Tıp) İlgi, ilişki, münasebet
relation
{i} ilgi

Tom bir ilişkiyle ilgilenmiyor. - Tom isn't interested in a relationship.

İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür. - If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.

relation
relations i
relation
{i} nispet
relation
bağıntı,ilişki
الإنجليزية - الإنجليزية
relation

This relation uses the customer's social security number as a key.

a set of ordered tuples retrievable by a relational database; a table

    الواصلة

    a SET of ordered tuples re·trie·va·ble by a re·la·tion·al database; a ta·ble

    النطق

المفضلات