Türbede pamuk şekeri satıcıları vardı.
- There were cotton candy vendors in the shrine.
Yol üzerinde birçok meyve satıcısı vardır.
- There are many fruit vendors on the way.
Satıcıya bebek önlüğünün çamaşırla birlikte konulabilip konulamayacağını sormayı unutma.
- Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing.
Satıcılar ve alıcılar anonimdir ve tanımak çok zordur.
- Sellers and buyers are anonymous and very hard to recognize.
Ben onu bir sokak satıcısından satın aldım.
- I bought that from a street vendor.
Two of the books Alisha authored had become banner sellers.
Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunları hepsi,ara sıra, modern toplumu etkilenmiştir.
Earthquakes and floods are natural disasters.
- Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
... I mean, obviously, both buyer and seller have to be involved. ...