Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
- The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
O, bir araştırmacı olmayı planlıyorum dedi.
- He said, I plan to become a researcher.
Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- You really are quite a skillful investigator.
Dan hayli eğitimli profesyonel bir araştırmacıdır.
- Dan is a highly trained professional investigator.
Jetin neden düştüğünü müfettişler anladı.
- Investigators understood why the jet crashed.
Müfettişler incelenmek için bir bardak ve bir çift çorap gönderdi.
- The investigators sent a glass and a pair of socks to be examined.
Dedektif Dan Anderson o yolu izleyen tek soruşturmacıydı.
- Detective Dan Anderson was the only investigator to follow that lead.
Tom karısının ve aşkının kirli çamaşırlarını ortaya dökmek için bir özel dedektif kiraladı.
- Tom hired a private investigator to dig up dirt on his wife and her lover.
Tom Boston'da bir özel dedektifti.
- Tom used to be a private investigator in Boston.