a rude sort of quadrant formerly used for taking the sun's altitude at sea

listen to the pronunciation of a rude sort of quadrant formerly used for taking the sun's altitude at sea
الإنجليزية - التركية

تعريف a rude sort of quadrant formerly used for taking the sun's altitude at sea في الإنجليزية التركية القاموس.

bow
yay

Koyomi bir yay ve oklar satın aldı. - Koyomi bought a bow and arrows.

Hayat bir yayla bağlı değildir ama o hâlâ bir hediyedir. - Life isn't tied with a bow, but it's still a gift.

bow
(Tekstil) fiyonk
bow
baş eğerek selamlama
bow
eğmeç
bow
reverans yapmak
bow
reverans

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı. - Tom bowed to Mary politely.

O, Kraliçe'ye reverans yaptı. - He bowed to the Queen.

bow
baş

O, odadan ayrılırken başıyla beni selamladı. - He bowed to me as he left the room.

O, başıyla öğretmenini selamladı. - He bowed to his teacher.

bow
eğilmek

Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir. - In Japan, bowing is common courtesy.

Japonya'da birisiyle karşılaştığında eğilmek kibarlıktır. - In Japan, it is polite to bow when one meets someone.

bow
kavis
bow
fiyonk biçiminde düğüm
bow
(fiil) eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
bow
{i} baş eğerek selamlama, reverans yapma
bow
başıyla selamlamak
bow
filikada pruvacı
bow
{f} boyun eğmek

Ona boyun eğmek istemiyorum. - I don't want to bow down to him.

bow
baş eğere
bow
bow eğil/eğ
الإنجليزية - الإنجليزية
bow
a rude sort of quadrant formerly used for taking the sun's altitude at sea

    الواصلة

    a rude sort of quad·rant for·mer·ly used for tak·ing the sun's al·ti·tude at sea

    التركية النطق

    ı rud sôrt ıv kwädrınt fôrmırli yuzd fôr teykîng dhi sʌnz ältıtud ät si

    النطق

    /ə ˈro͞od ˈsôrt əv ˈkwädrənt ˈfôrmərlē ˈyo͞ozd ˈfôr ˈtākəɴɢ ᴛʜē ˈsənz ˈaltəˌto͞od ˈat ˈsē/ /ə ˈruːd ˈsɔːrt əv ˈkwɑːdrənt ˈfɔːrmɜrliː ˈjuːzd ˈfɔːr ˈteɪkɪŋ ðiː ˈsʌnz ˈæltəˌtuːd ˈæt ˈsiː/
المفضلات