a row of words extending across a page or column

listen to the pronunciation of a row of words extending across a page or column
الإنجليزية - التركية

تعريف a row of words extending across a page or column في الإنجليزية التركية القاموس.

line
{i} hat

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

Havalanından şehir merkezine hangi demir yolu hattını kullanacağımı bana söyle lütfen. - Please tell me which railway line to use from the airport to downtown.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

O kuyrukta otuz dakika durdum. - I stood in that line for thirty minutes.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

line
dizgin
الإنجليزية - الإنجليزية
line
a row of words extending across a page or column

    الواصلة

    a row of words extending a·cross a Page or col·umn

    التركية النطق

    ı rō ıv wırdz îkstendîng ıkrôs ı peyc ır kälım

    النطق

    /ə ˈrō əv ˈwərdz əkˈstendəɴɢ əˈkrôs ə ˈpāʤ ər ˈkäləm/ /ə ˈroʊ əv ˈwɜrdz ɪkˈstɛndɪŋ əˈkrɔːs ə ˈpeɪʤ ɜr ˈkɑːləm/
المفضلات