Mary çanak çömleğini dekore ediyor.
- Mary is decorating her pottery.
Antik bir çanak çıkarıldı.
- An antique pot was dug out.
Ben çorbayı büyük tencerede pişiririm.
- I cook soup in a big pot.
Tencereyi kaynatan paradır.
- Money will make the pot boil.
Onun potansiyel etkisi küçümsenemez.
- Its potential influence cannot be overestimated.
Fizikçi, nükleer füzyonun potansiyel tehlikesinin farkındaydı.
- The physicist was aware of the potential danger of nuclear fusion.
Yemek pişirirken tencerenin kapağını kapatın.
- Cover the pot while you cook.
Her tencere için bir kapak var.
- There is a lid for every pot.
Ben İspanya'dayken bu tür müzik dinledim. O çok hızlıydı ve onun hayranları onunla dans etmek için esrar içtiler.
- When I was in Spain, I listened to this kind of music. It was very fast and its fans smoked pot in order to dance to it.
Son zamanlarda top gibi bir göbek büyütüyorum. Bu orta yaş olmalı.
- Lately, I've been growing a pot belly. It must be middle age...
Bize daha fazla patates lazım.
- We need more potatoes.