Ben artık bir çaylak değilim.
- I'm no longer a rookie.
Dürüstçe konuşmak gerekirse, o Grand Prix'de Vettel bir çaylak gibi sürüyordu.
- Frankly speaking, in that GP Vettel was driving like a rookie.
O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
- It's not a raven, a crow, nor a magpie. It's a rook.
Tom hâlâ bir acemi asker.
- Tom is still a rookie.
The game was going well until I made that rookie mistake.